Arkada$lar, 24 Mayıs Pazar günü saat 16:00 da Akşen sahnesi'nde NAZIM'IN KÜBA SEYAHATİ adlı film gösterilecek. Filmin ardından, filmin yönetmeni Çağrı Kınıkoğlu ile söyle$i gerçekle$tirilecek. Afi$i de gönderiyorum, katılırsak iyi olur gibi.
18 Mayıs 2009 Pazartesi
Nazım'ın Küba Seyahati - Çağrı Kınıkoğlu
Arkada$lar, 24 Mayıs Pazar günü saat 16:00 da Akşen sahnesi'nde NAZIM'IN KÜBA SEYAHATİ adlı film gösterilecek. Filmin ardından, filmin yönetmeni Çağrı Kınıkoğlu ile söyle$i gerçekle$tirilecek. Afi$i de gönderiyorum, katılırsak iyi olur gibi.
12 Mayıs 2009 Salı
Söyleşi haberi.
Çukurova Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında Sinema Kolu tarafından düzenlenen söyleşiye Tuncel Kurtiz katıldı. Yoğun katılımın olduğu söyleyişi sonunda Kurtiz öğrenciler tarafından ayakta alkışlandı.
Çukurova Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında Sinema Kolu tarafından söyleşi düzenlendi. Söyleşiye Yılmaz güneyin yakın arkadaşı ve ‘yoldaşı’ Tuncel Kurtiz ve sinema eleştirmeni Burçak Evren katıldı.
Söyleşi öncesi Bedr adlı Tuncel Kurtiz’i konu alan belgesel gösterildi. Konuşmasına oyunculuk serüvenini anlatarak başlayan Kurtiz, Nazım Hikmet’in, Şeyh Bedrettin Destanı adlı eserinin yaşamında önemli bir etkisinin olduğunu ve oyunculuğa atılmasında büyük pay sahibi olduğunu söyledi. Yılmaz Güney’le üniversiteli yıllarında başlayan tanışmalarının ardından hiç ayrılmadıklarını, ’Yılmaz’la sadece arkadaş değil aynı zamanda yoldaştık’ diyerek ifade eden Kurtiz, Onunla her gün sohbet etme devam ettiğini ve eserleriyle yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Burçak Evren, Umut filminin Yılmaz Güney’deki değişimden çok Türk sinemasındaki değişimin başlangıcı olduğunu söylerken, Kurtiz’e Umut’un serüveninin nasıl başladığını sordu. Umut filminin Yılmaz Güney’in yaşadığı evde çekildiğini ve oraya sadece bir at arabası koyduklarını belirten Kurtiz, ‘‘Umut, yaşamın içinde varolanı anlatan bir filmdi, oynayanlar Yılmaz Güney’in akrabaları ve mahalle halkıydı’’ dedi.
Sinema serüveninde Yılmaz’la birlikte birçok sansür, yasak ve tevkif’e maruz kaldıklarını söylerine ekleyen Kurtiz, komünist bir birey olduğunu ve Yılmaz’ın da bu düşünceyle kendini zenginleştirdiğini ifade etti. Kurtiz, hayatı boyunca kendi düşünce ve ideolojisine uygun senaryolarda oynadığını belirtirken, ‘ ‘bundan ne ben ne de Yılmaz hiç ödün vermedik ve zaten bu yüzden Yılmaz hala hayatta’ ‘dedi.
Her fırsatta AKP’yi ve bugünkü sinema ve dizileri eleştiren Kurtiz dizi işçiliği yapan insanların çok zor koşullar altında çalıştıklarını ifade etti. ‘Ben bir komünistim ve bir çöpçünün Tolstoy’u, Gorki’yi okuduğu, herkes gibi eşit haklara sahip olduğu, hep beraber türkü söyleyeceğimiz günler de gelecektir’ ifadelerini kullanan Kurtiz, ‘Yarın yanağından gayrı her şeyi paylaşacağımız günler tek istediğim şeydir’ dedi. Kurtiz, bu sözlerinin ardından söyleşiye katılan herkes tarafından alkışlandı.
Çukurova Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında Sinema Kolu tarafından söyleşi düzenlendi. Söyleşiye Yılmaz güneyin yakın arkadaşı ve ‘yoldaşı’ Tuncel Kurtiz ve sinema eleştirmeni Burçak Evren katıldı.
Söyleşi öncesi Bedr adlı Tuncel Kurtiz’i konu alan belgesel gösterildi. Konuşmasına oyunculuk serüvenini anlatarak başlayan Kurtiz, Nazım Hikmet’in, Şeyh Bedrettin Destanı adlı eserinin yaşamında önemli bir etkisinin olduğunu ve oyunculuğa atılmasında büyük pay sahibi olduğunu söyledi. Yılmaz Güney’le üniversiteli yıllarında başlayan tanışmalarının ardından hiç ayrılmadıklarını, ’Yılmaz’la sadece arkadaş değil aynı zamanda yoldaştık’ diyerek ifade eden Kurtiz, Onunla her gün sohbet etme devam ettiğini ve eserleriyle yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Burçak Evren, Umut filminin Yılmaz Güney’deki değişimden çok Türk sinemasındaki değişimin başlangıcı olduğunu söylerken, Kurtiz’e Umut’un serüveninin nasıl başladığını sordu. Umut filminin Yılmaz Güney’in yaşadığı evde çekildiğini ve oraya sadece bir at arabası koyduklarını belirten Kurtiz, ‘‘Umut, yaşamın içinde varolanı anlatan bir filmdi, oynayanlar Yılmaz Güney’in akrabaları ve mahalle halkıydı’’ dedi.
Sinema serüveninde Yılmaz’la birlikte birçok sansür, yasak ve tevkif’e maruz kaldıklarını söylerine ekleyen Kurtiz, komünist bir birey olduğunu ve Yılmaz’ın da bu düşünceyle kendini zenginleştirdiğini ifade etti. Kurtiz, hayatı boyunca kendi düşünce ve ideolojisine uygun senaryolarda oynadığını belirtirken, ‘ ‘bundan ne ben ne de Yılmaz hiç ödün vermedik ve zaten bu yüzden Yılmaz hala hayatta’ ‘dedi.
Her fırsatta AKP’yi ve bugünkü sinema ve dizileri eleştiren Kurtiz dizi işçiliği yapan insanların çok zor koşullar altında çalıştıklarını ifade etti. ‘Ben bir komünistim ve bir çöpçünün Tolstoy’u, Gorki’yi okuduğu, herkes gibi eşit haklara sahip olduğu, hep beraber türkü söyleyeceğimiz günler de gelecektir’ ifadelerini kullanan Kurtiz, ‘Yarın yanağından gayrı her şeyi paylaşacağımız günler tek istediğim şeydir’ dedi. Kurtiz, bu sözlerinin ardından söyleşiye katılan herkes tarafından alkışlandı.
Katılımcıların sorularını yanıtlayan Kurtiz, Can Yücel’in Sevgi Duvarı ve Cahit Irgat’ın Selam adlı şiirleriyle konuşmasını bitirirken, öğrenciler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Çukurova Üniversitesi Sinema Kolu tarafından gerçekleştirilen söyleşi, Kurtiz’e verilen ödülün ardından sona buldu.
www.sol.org.tr
1 Mayıs 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)